Biraz önce bir serçe, geçti gitti gözlerimin içinden
Ardından kuş sürüleri; renk renk, boy boy, cıvıl cıvıl
Yürüyüşlerimiz; izlerini çamurda, izlerini karda, izlerini kalbimde…
Kır çiçekleri; kırlardan elime, elimden eline, kokuları teninde…
Nice rüzgârlar esti soluk soluğa çıkılan tepelerden
Şarkılarımızı, türkülerimizi, öpülerimizi esintilerine sindiren
Bir kaplumbağa, uzun bir ömre yavaş yavaş, bir tavşan, rüzgârla yarışan
Şiirler geçti dilimden diline, dize dize şiirler, kolye gibi dizildiler kalbimize
Neden böyle ağırlaştı zaman, neler yüklendi omuzlarına böyle
Hangi kahır, hangi yük, hangi yokluk sınıyor kendini
Sadece bileşik kaplarda o teori, bileşik kalplerde değil
Usareler çaresiz, kuru yaprak ıslanmıyor, hani damla nerede
Günler kendini çoktan çoğalttı, şimdi ay olduk diyorlar kendilerine
Adım adım yürüyeceklermiş mevsimlere, senelere
Hepsini toplamış zaman, götürüyor sadece kendinin bildiği yere
Vefalı olan anılarmış, biz diyorlar; biz sonsuza dek kalacağız seninle