Bir Kadın Kırılır
uzak gurbet’te günler sırtta bıçak yarası
yorgun, aksi ve birdenbiredir akşam oluşlar
bu bahar, ah bu bahar!
bahçemde limon çiçeği, kalbimde özleyiş kokusu…
nisan, utangaç bir ressamın
elvedasıdır belki,
toprağın uzamış tırnakları ile
ilkyaza yeniden uyanışı
turnalar çığlık atar,
bulunur ansızın cümle yitirilmişler.
ve turuncu ve şeftali ağaçlarının
toz pembe sorgusu,
kırılır bir kadın
yere düşen camdan bebeğine bakarak
başka iklimlerde puslu, antik şehirler…
zaman içe kapanıktır aslında,
salyangoz kabuğuna sığınır
çoğu kez.
ömürleri tamamlanmış öyküler,
karmaşık geçmişte asılı kalır;
dualar, ağıtlar ve sarhoş çığlıkları
bir anın ötekine benzemeyen halleri…
troya da babil de göçtü gitti,
en büyük komutanlar savaşlardan yorgun,
düşleri kanlı, karanlık kokan
bir gece daha hiçliğin bitimsiz akışına
atılır.
Hatice Eğilmez Kaya