Bir Şehre Yabancı
Anısı yok bu sokağın, bu evlerin, bu bana yabancı yüzlerin
Hangi yolu arşınlasam ürkek, garip adımlarla
Hangi köşe başında yakalansam hesapsız bir yağmura
Ne bir yarenlik edenim var ne yağmuruma şemsiye açan.
Bir başımayım içimi kemiren korkularımla
Bir gölgem sağlam duruyor işte, bir gölgem kendinden emin
Güneşsiz günlerde bundandır çoğalan ezikliğim.
Sokak kedileri bile garipsiyor halimi
Yüzüme tuhaf tuhaf bakmalarından belli.
Fakat yine de üzülüp yıkmamak için kendimi
Güzel şeyler düşünmek istiyorum bu sıralar
Dik yokuşların nihayetinde sen varsın sayıyorum
Geri geri giden ayaklarım biraz olsun hareketleniyor
İçimde çırpınan kuş aniden dile geliyor
Ciğerimi dolduran nefes bile bunu istiyor, biliyorum
Ama olmuyor.
Bizi yan yana hiç görmedi ki bu şehir!
Hiç şen kahkahalarımız çınlamadı bu caddelerde
Hiç soluksuz kalmadık bu yokuşta
Seni hatırlatan -içimde yaşayan varlığından başka- hiçbir şey yok burada
Bir fotoğrafın bile yok cüzdanımın ücrasında.
Ama yine de geçiyor günler
Adımla seslenen bir nefes olmasa da yakınımda
Atamasam da kederimi dost elinden çıkma çayın dumanında
Annemin güzel elleri dolaşmasa da saçlarımda
Geçiyor günler garipliğime aldırmadan.
Günler gecelere, geceler yalnızlığıma…
Dedim ya, yine de yaşıyorum bir başıma
Akşamüstleri şen çocuk sesleri duyuyorum mesela
Çocukluğumun güzel günlerini hatırlıyorum
Vitrinlerin yansımasından büyüyen kamburumu düzeltiyorum.
Görünmez saydığımdan kendimi,
Kalabalık caddelerde kendi kendime konuşuyorum.
Dinlediğim şarkıların daha evvel fark etmediğim sözlerine
Bir fincan kahvenin sırrını kendi kendime çözmeye
Sil baştan bir hayatın eşiğinden atlamaya
Aynadaki aksime -gülen yüzümle- bakmaya çalışıyorum.
Anısı olmayan bu şehre de yavaş yavaş alışıyorum.
Hatice Nur Cahan
Resim: Gülden Aytöre