Yağmur kurşun gibi iniyor düşüncemin bağrına
Dalda ürkek kuşum
Elimde üşüyen bir sabah
Soluğuma dolanıyor kaygı
Aklımda; yüzü gözü şiş çocukluğum…
Uzaklar kanıyor içimde
Kaldırımda isyan büyütüyor dağlara coşkun bir avaz
İhtiyar yüzde kırışan seneler
Yelkovanı susmuş zamanın
Duvar diplerinde kısık sesli gülüşler…
Ayaksız sandalyede sendeliyor gün
Eskinin avuçlarında çürüyen yüzler
Abası yırtık akşamların
Yivsiz acılar raks ediyor sancının göbeğinde
Alnına akçeler yapışıyor yalnızlığın…
İçi buruk şehrin
Bulvarlarında eskiyen zaman kırıntıları
Göğsünde yanan ateş
Bir el tutuştu acının elinden,
Kıvrıldı sancı
Akşamı dağa kaçtı gecelerin…