Melisa kokusu, fesleğen kokusuna karışmıştı,
Göz ucuyla bile bakmadan,
Bir nefeslik hızla geçiyor zaman.
Gün, hayallerini boşa çıkarmış
Gece, tepeden tırnağa yorgunken;
Sessizlik kılığına bürünmüş bir şey,
Örtüverdi günün telaşlı gizlerini,
Kapkara bir pelerinle
Kadının gözyaşlarında duman dumandı,
Gecenin gizlerindekiler.
Korkuyordu yeniden başlamaktan.
Ellerindeki karanlık, kalın damarlardan.
Çocukluğunu aradı.
Okul bahçesinden taşan seslerden umutlu.
Onu kimselere vermediğinden emin,
Oyun bahçesindeki sesleri de duymalıydı…
Gün, gece ve kadın,
Güveler zamanı daha çok yemeden,
Gün ışığı ipleriyle bağlanmış,
Umut paketlerini çoğaltmak için,
Aydınlık, bereketli, yağmurlar beklediler.
Yaşamın sihirli gücü içinde,
El ele tutuşarak, güvenle
Anılardan anılara, atlaya atlaya,
Gecenin karanlığında cesur kararlar aldılar.
Bilmedikleri yeni dünyalara açıldılar…