sana sevgim bana sığmıyor
dalgalı bir okyanus var göğsümde
mavisinden yokluğuna taşıyor
en yüksek dağ düşlerimdedir
ayaklarım çıkmayı bekler
aşmak ister ardına duygularım
sen gittin ya!
kuzeyin beyaz köpükler ülkesine
özgürlüğün zincirlendiği
taş duvarları gördün
güzel gözlerini sürdün ya maziye
o gün bugündür
kendime konuk yabancıyım ben
devrimci kuşların terk ettiği
yuvalar gibi hüznüm
ve o hüzünle ben
kızıl bir akşamdan koparak
ve ince yağmur altında
hayallerine göç eden
göçmen kuşların ruhuyum
sen ki kuzeyin sahilinde
kumsalın şehvetli ateşinde
çingenem raks edensin.
saatler üç kez üçü vurur
geceleri yalnızlığı seçerim
akışı duyulan ırmak durulur yüzünde
karanlığın sihrini anda bulurum
öyle ki güneşin doğuşunu beklemem
gözbebeklerine konma vaktidir
aydınlıktır zifiri kamaştırandır
ruhum gökyüzü yeryüzü ıslaktır
yağmur ki esaretimdir benim
kumsaldaki kadın!
yakmasın al alevi eline
avuçlarında bir tutam kor bulunsun
tutuver yüreğimden aşır ötelere
soğuk ülkelerden geldim çok soğuk
sevgiyle ısıt özgürlüğe bırak beni