ÖLÜM VADİSİ

ÖLÜM VADİSİ Ölümler kentine giden bir vadinin yolcusuyum yüküm kelebek yürekli bir ölü   Hüzün süzüyor yaralarımdan saçlarım belimde salındıkça alıcı kuşlar dönüyor etrafımda   Beklediğim istasyonlar ıssızdı yolcusu bendim trenlerin ömrümün ikizi bir de yalnızlığım   Genzimde ıhlamur kokuları geçip gidiyorum yazın kenarından kendiliğinden iniyor gölgeli pencereler sesini duyuyorum uzaklardan Araf’ın   Gülçin Yağmur…

Hüzün Ağacı

HÜZÜN AĞACI Çok elli bir yelpazedir ölümün sessizliği üfürür ıslığınıince diliyle sol yanımda bir sevgili gibi gezinir   Benimsin diyemediğim sancılı kalbim uzak bir iklimin hüzünlü gurbetinde akşamdan sabaha deli gibi çırpınır   Flu bir resimdir güne açılan yorgun pencereler gözlerim kalıyor bahçelerde gözlerim kikahırlı keder   Kal gitme demelerini duymuyor o hırçın bulut gökyüzünü…

Merhaba

Başkentimizin şirin bir semtinden sesleniyoruz ama avamızda sadece Ankara havaları yok. Çayyolu Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi’nin bu ilk sayısında İstanbul’dan dünyaya açılmaya hazır dizeler de var, İzmir’in sıcak rüzgârlarıyla yayılan hikâyeler de… “Hoşgörü Kenti” Hatay’ın çarşılarındaki mücevherlere dokunacak, Diyarbakır’a uzandığımız köprüden geçen kardeşliği de duyumsayacaksınız burada… Sizleri; edebiyatın, kültürün ve sanatın farklı duraklarında molalar…