Oğul’a/ Seval Arslan
Ömrümün mühürlenen yoksunluğunda, bana güneşin doğuşunu her gün anımsatan yegâne düşselim! Rahmime düştüğün o ilk gün anladım, soluk alışlarındı beni küllerimden doğuran. Uykusu derindi yaşadığım şehrin ve bu şehrin gecelerinde sokaklar dingin, çılgındı sağanaklar… Bir de dizginlerinden boşanmış atlar vardı, yüreğimde soluk soluğa koşturan. Avuçlarıma düştüğünde ayın puslu tortusu, ürperir birden içim, yalnızlığın pençesinde can…