ASLIHAN Tüylüoğlu: “Şair herkestir ve herkesin ağzıyla konuşur.”
“Hep acı biriktirmişim meğer bütün şiirlere
Korktuğum ne kadar sözcük varsa
Kendime söyledim başkalarından önce” (41) (6)
Semiha Taş Özenç
Çoğu okur, şiirde geçen olayların, yaşananların gerçekten şair tarafından yaşanıp yaşanmadığını bilmek, öğrenmek ister. Çoğumuz da şiirde okura seslenen birinin varlığını hep şair olarak düşünür ve anlatılanların, yaşananların da şiiri yazan şair tarafından yaşandığını varsayarız. Ama bilmeliyiz ki şiirdeki özne de roman ve öyküde olduğu gibi şairinden farklı bir özne olabilir.
Alman edebiyat eleştirmeni Walter Benjamin’e göre; “Şair gönlünce kendisi ve bir başkası olabilme gibi bir ayrıcalıktan yararlanan insandır. Tıpkı bir beden aramak için dolanıp duran ruhlar gibi, şair de istediği zaman bir başkasının kişiliğine girer. Herkesin kişiliği ona açıktır.” (1) der. Walter Benjamin’in şair olarak nitelediği şiirsel öznenin en belirgin tarafı çok seslilik, özgürlüktür. İşte bu bilinçle şiir yazan şairler yazdıkları her şiirle okuru yeni bir insanla buluştururlar. Şairin sözünü emanet ettiği şiirsel özne, şairden ayrı ama ona bağlı bir iç ses olarak şairin dünyaya bakan sesi olur. Bu özne, bir insan olabileceği gibi bir hayvan, taş hatta bir olgunun kendisi de olabilir. Şair, şiirlerinde kişileştirme yaparak kişileri imgesel niteliklere dönüştürür.
Geçmişi, şimdiyi ve geleceği aynı anda yaşayan şair, kendindeki birikimi, kültürel donanımıyla ve kendi imgelemiyle şiirin içindedir zaten. “Yani yazılan her şiir, her yazı, kullanılan dil, oluşturulan imge, biçim ve yapı sahibini açıklar. Aslında her şair şiirinde kendini açıklarken nesnel, toplumsal gerçekleri ortaya koymuş olur.” der, şair, yazar Veysel Çolak. (7) (s.50) Bu nedenle şiirdeki öznenin şairden tamamen kopuk bir özne olduğunu da düşünemeyiz.
Aslıhan Tüylüoğlu, şiirde olan bitenleri yaşayan öznelerini özenle seçerek öznenin daha belirgin duruma gelmesi için sözcük ya da çekim eki alan kişi zamirlerini şiirlerinde anlattığı varlığa göre tekil ya da çoğul olarak kullanmış, şiir sanatının ve dilin tüm olanaklarını kullanarak yazmış şiirlerini. Böylelikle öznenin şiirdeki tavrı ve seslendiği kişi veya varlık şiirin akışını belirlemiş.
“Şair herkestir, herkesin ağzıyla konuşur” diyen Aslıhan Tüylüoğlu, bireyselden evrenselliğe giden bir çizgide kurarken şiirlerini öznelerini çeşitlendiriyor. Olandan çok olması gerekeni yazdığı lirik şiirlerinde, dünyada var olan her şey, herkes şiirlerinde özne olarak yer alıyor.
- “Haritada durduğu gibi durmaz şehirler / örselenir eşya anıları taşımaktan/hâlâ kamyonlar geçer hecelerimden” (s.18) (3)
- Vitrinler daha canlı daha elektrikli caddeler / Kadınlar süslü, erkekler cakalı, çocuklar uçarı” (s.23) 3)
- “sırtı yaralı bir aslan dolaşıyor / içimin uykusuz çölünde // yastığıma uğruyor küstümotları.” (s.38) (3)
- “Gece yarasıydı sözcükler / yokluğuna uzanan kerevet yorgun / gizemleriyle uyandı harfler / cümleler sevişti karanlıkla. (s.17) (2)
- “Çıkrığın sesiyle soruyor /göğsünün ortasında işlek bir kuyu: / rüya açıyordun boşluğuna evrenin / uyandın da ne oldu?” (s.17) (2)
- “Atlar rahvan dolaşır rüyalarında” (s.13) (5)
- “Yürür ağaçlar, taşlar yürür/Neşelenir bir şairin sokağı/Kediler düşümüze sürünür/Kuşlar dinlenir, yavaşlar zaman/Soluğum nergislenir/Bir rüya bir geceyi gezinir.” (s.14) (5)
- “bir heyecan tırmandı/balkonun yeşil sürgününe” (s.59) (5)
- “Bir mavi otobüs de kalmadı şehirlerde/Kovuldu akasyalar bir bir kaldırımlardan” (s.23) (3)
- “Yalınayak kalıyorum yolun yarısında/ Diğer yarısında epriyor elbiselerim” (s.8) (5)
Aslıhan Tüylüoğlu’nun incelikli gözlem ve algısıyla; toplumun parçaladığı, yok saydığı kadın, çocuk ve toplumun değişik kesimlerinden insanlar şiirlerinin önemli özneleri oluyor.
- “Bir anne yalancıktan azarlıyordu koşan çocuğunu// Plili etekleri titreyerek geçti bir kız/Yanında yükselen sarhoş seslerinden/Küfürlerin menzilinden hızla uzaklaştı” (s.23) (5)
- “Ey hayat seninle nişanlıydım / Ama ölümdür kocam benim!” (s.31) (5)
- “Alt komşu dışını dinler/ Ben içimi / İkimiz de uyuyamayız gürültüden” (s.32 (3)
- “Her gün bir sokakta bir kadın…/gelecek günlerinden vuruluyor” (s.15) (4)
- “Sıkılır çok öldürülmüş bir kadın/Sevgi diye taşıdığı kelepçeden” (s.43) (4)
- “Yalnızlığını parka taşır elişili kadınlar” (s.54) (4)
- “Baklayı çıkartır elbet bir çingene kadın” (s.27) (6)
- “Şu anda ve geçmiş zamanlarda, yollar ıssız, /Kediler ayazda, kaç çocuk aç soğukta.” (s.31) (6)
- ” Ne çok sökük var şimdi/Onarmaya yetişemiyor terziler” (s.50) (6)
- “Arttıkça sedefi yalnızlığın/ fazladan kaç hap alır bir deli/unutmak için.” (s.14) (2)
Şiirde olan biteni (anlatılanı) yaşayan şiirin öznesi kendi adına konuşma olanağını elinde tutar. Yaşadığı toplumda ve dünyada, etrafına örülen duvarlarla çepeçevre kuşatılan insanın yalnızlık, mutsuzluk, ölüm, hüzün, yenilmişlik, acı, korku, çaresizlik, yoksulluk duygularına da ses olur.
- “Bir balkondan bulaşmıştı bana ölüm / beyaz dolmuşlardan” (s.18) (3)
- “Karnımdaki yoksulluk can çekişiyor” (s.32) (3)
- “Topladım ellerimi güneşlerden / Bir sarı hüzünle geçiyorum evlerinizi // Sonra binbir acı çiçek veriyor uzak mavide”” (s.8) (5)
- “Yeni bir mezar edindim, bozgunlardan bir tabut” (s.7) (5)
- “Yalnızlık koluma giriyor ve diyor ki” (s.37) (5)
- “Hep suçluyumdur ben/ En haklı acılardan yenik çıktığım için. /Daha çocukken suçlanmayı / Bilir bazı kalpler.” (s.17) (5)
- “Yazdım işte! yazmak tuhaf bir çaresizlik…” (s.21) (5)
- “Hızla öteki oluyorum, kimin canı yanmışsa / Orda bir bomba da odama düşmüş / Cenazeler tenimden kalkıyor / Yaralı hayvanlar gibi inliyorum bütün gün” (s.32) (5)
- “Mutsuz insanların bileğindeki kesikten/Yıllarca benimkine yerleşmiş sızı / Her insanın acısından bir meyve de bana düştü” (s.59) (6)
- “Saklı bir gömütlük / büyür içimde” (s.11) (2)
- “Uçuşuyor hüzünler söktüğüm kalbimden / Acının gönderine asılıyor saydam/Bir kolye diye boynum” (s.28) (5)
Soyut bir kavram olan umut ve aşk yaşamın ta kendisi olarak vardır Aslıhan Tüylüoğlu’nun şiirlerinde. Hep direnir yaşamın acıtan yanına.
- “Yeniden doğrulmak için bir sap umut / Kaynamış suda beş dakika bekletip içilecek.” (s.43) (3)
- “Mutlu bir çocuk yüzü biniyor bisiklete / salıncakta sallanıyor ay / geçtiğin yollarda menekşe izi” // “Mavi balıklar yüzerdi yüzünün sularında / senin geldiğin eylül uslanırdı çiçekler” (s.51) (3)
- “Çıkar günün buyurgan elbisesini / Bir bulut al örtün çıplaklığına!” (s.39) (4)
- “Aklımın kıvrımlarında dolaşıyor aşk” (s.61) (4)
- “Çiçekler en dilsiz direnişçiler / Bir çiçek gibi olmalısın” (s.16) (3)
Yine duyarlı yanıyla, yaşadığı toplumda ve dünyada olan biten olumsuzlukların da sözcüsü olur şair.
- “Her yerde deprem zilleri, saatli bombalar / İntihar eylemleri ve kimyasallar / Dev bir dikene dönüşmüş dünya” (s.28) (5)
- “Daha dündü, bir çocuk ölüsü marta düşmüş / Dündü, hastanede bir yaş daha büyümüştü / Berkin! Dedim yeni doğanlara berk’in!” (s.50) (5)
- “temmuzla tutuşmuş insanların külleri / dayanılmaz kokuyor çığlık” (s.54) (5)
- “Uyandı Filipinler’de yoksulluk / Afganistan’da silahlar / Suriye’de bir bomba uyandı / Açlık uyandı Afrika’da /Çalışmaktan önce uyandı hırsızlık” (s.55) (6)
- “Uygun adım gidiyor devletin ayakları / Acıklı gençliğini bırakıyor / kopartılmış çiçek gibi çocuklar” (s.32) (5)
- “silah satıyor durmadan bezirgân / kapı hakkını peşin alıyor cellat” (s.15) (4)
- “Bol yıldızlı bayraklar istifini bozmuyor” (s.30) (4)
“Tarih göstermiştir ki geçmiş, hem kendisi hem de başkaları için yazan, hem kendisi hem de başkaları olan şairlerin olmuştur. Kuşkusuz gelecek de onların olacaktır. Bunu becerebilenler, ideolojik ve estetik olanı elden kaçırmadan şiiri yaşam biçimine dönüştürmüşlerdir. Hayatı bütünüyle kucaklayıp insana ve insan onuruna saldıran güçlerin karşısına çıkan şiirleri, yaşayarak ve yazarak.” (s.14) (8)
“Öyle büyülü ki sözcükler / Giderim onlara geri dönemem” der Aslıhan Tüylüoğlu. (s.44) (6)
Her zaman canlı, özgün, yeni bir şiirin peşinde olan Aslıhan Tüylüoğlu’nun sözcüklerle yolculuğu hiç bitmesin. Şiire, edebiyata kattığı değere teşekkürler… Nice şiirlerle, kitaplarla buluştursun okurlarını.
Kaynaklar:
- Hayrettin Orhanoğlu, 1950 Sonrası Türk Şiirinde Kişilik İlişkileri ve İç Dünya Modelleri, Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları, y. 4, S. 8, Temmuz-Aralık 2012, s. 89-121
- Aslıhan Tüylüoğlu, Balkon Yalnızları, Etki/Dize Yayınları, Nisan 2008 İzmir.
- Aslıhan Tüylüoğlu, Yokuş Çıkan Su, Etki/Dize Yayınları, 1.Basım, Nisan 2011 İzmir.
- Aslıhan Tüylüoğlu, Bir Kadın Masalı, Etki/Dize Yayınları, 1.Basım, Nisan 2013 İzmir.
- Aslıhan Tüylüoğlu, Kuşların Akşamı, Etki/Dize Yayınları, 1.Basım, Ekim 2015 İzmir.
- Aslıhan Tüylüoğlu, Gölge, Günah ve Kedi, Karşıyaka Belediyesi Kültür Yayını (Karşıyaka Belediyesi Attila İlhan Şiir Ödülü Birincisi), 1. Basım, Haziran 2017.
- Veysel Çolak, Şiir Diyalektik Değilse, Klaros Yayınları, Mayıs 2019 Ankara, s.50.
- Veysel Çolak, Yansımanın Gerçeği, Mühür Kitaplığı, Temmuz 2009, İstanbul, s.14.