Bahar Ağaçları
Benim adım Bahar, serin bir nisan günü doğmuşum. Bu nedenle mi severim baharı bilmem.’ ’Nisan yağmurları başladı bir tanem’’ diye başlayan dizeleri yazan şaire ilham kaynağı olan ,bir çok şarkıda rastladığımız bahar bende de aynı hissi bırakır.
Önce Güneş bir ısıtır bir üşütür. İnsanın içi doğa ana gibi kıpır kıpır olur. Sonra bir rehavet çöker kolların ağırlaşır, başın büyür hindiba çiçekleri gibi bir anlam veremezsin. Aslında vardır bir anlamı, bütün bu gelgitli ruh halinin.’ ’Hoş geldin bahar ve yorgunluğu.’’ ‘’Hoş geldin dünyama.’’
Bir gün bir fark edersin ki ağaçlar çiçek açmış. Tüm yorgun ruh haline rağmen içini bir sevinç kaplar. Bembeyaz yapraksız çiçeklenen ağaçlar, sevdiğine kavuşmuş gelinler gibi salınırlar. Önce erik, kaysı, kiraz derken birde bakarsın ayva da açmış. Hemen diline o şarkı gelir’ ’ayva çiçek açmış yaz mı gelecek ’’gelir tabi. Değil midir ki her kışın sonu bahardır. Umutlarımızı, hayallerimizi ,yüreğimizi cesaretlendiren baharın geleceğini bilmek duygusu.
Şimdi ben bu felsefe yüklü ruh halini değil de ayva ağacına olan hayranlığımı dile getirmek istiyorum. Bütün meyve ağaçları çiçeklerini açar, yapraklarını büyütür, meyvelerini olgunlaştırır. Bizim ayva ağacı ne yapar? Ağır ağır çiçeklerini kapatır büyütmeye başlar. Üzerini kapladığı buğulu tüyleri ile korumaya aldığı meyveleri, anne koynunda olmanın güvenliği ile baharın tadını doyasıya çıkarırlar.
Bizim erik ,kaysı, vişne; köyde, pazarda, manavda alım al, morum mor kendini fütursuzca sergilerken ,bir perişan olur. Ortalarda olmaktan kendini beğendirmeye çalışmaktan harap bitap düşer. Öyle hırpalanır öyle yorulur ki bir süre sonrada ya reçel olmaya ya da kızgın güneş altında kurumaya gider.
Bu arada bizim ayva daha ham haldedir olgunlaşmamıştır bile. Dalları aşağıya doğru sarkmış, kendinden emin ne yaptığını ,niye yaptığını bilir edası ile; ‘’Daha acele etmeyin. Yerseniz boğazınızda kalırım’’ der. Aman dokunmayın ona. O vakur hali ile yaprağı ağır, meyvesi ağır, boğaza dizilişi ile sözü ağır gelir insana. Bir baharda başladığı yolculuğuna, bir baharda son verir.
Biz insanlarda ağaçlar gibi değil miyiz? Kimisi erik gibi hamken ekşi olur olgunlaşınca anlar hayatı. Kimisi vişne gibi kısaca gelir geçer hayatından. Kimisi de kaysı gibi azı fayda ,çokluğu karın ağrısı yapar. Ama ben diyorum ki ayva gibi olayım .Kendinden emin ,bilerek ve isteyerek yerli yerinde bir hayat. İlk baharı gördüğü gibi sonbaharı da görebilen. Kışın soğuğuna dayanıp. Yazın sıcağı kadar çok sevebilen.
Nurten ÖZLEBLEBİCİ
Fotoğraf: Erdem Arcan