Bendeki Kokusundan Bulurum Annemi
[Anneme ve bütün annelere, annesiz çocuklar için]
oturdum karşı iskelesine mor akşamlı kıyısında içimin
cigara çekti canım hazır mülk edinmişken zamanı
yoldan geçen birisi eğilip kulağıma
adem’in sol kaburgasından olduğumu söyledi
inanmayıp sordum anneme yalan söylemezdi çünkü anneler
“leylek getirip bacadan bıraktı ya god kafalım seni”
baktım koynundaymışım annemsizliğimin
taksiye bindim valide çeşme’den dedim ki şoföre:
boğaz’ı turlayalım ardından emirgan’a
simit yerine umut atarız martılara
taksici ağır abi dikiz aynasından mıhlayıp bakışlarını:
“abi sakın bu simit atalım martılara olmasın”
kadavra dersinde buldum kendimi yaşlı harvey’in
yanımda elliot krauss elinde einstein’ın beyni
musalla taşında bütün köy ağlıyordu
yarım yüzyıldır arıyorum beni getiren o leyleği
tersine açan bir güle benzerdi annemin yüzü
nerde bir anne görsem nevruz zamanı
kendi kuyusunu kazan yusuf’a döndüm
babam tek arkadaşımdı çelik çomak oynardık
onu da sekiz yıl önce bir cankurtaran içinde
keşan yolunda hak’ka yürürken buldum
ne vakit sokaklarda nevruz sesli çocukları duysam
içimin telörgüsünde kan revan
baharın gelişi nasıl ki müjdelerse leyleği
bütün annelerin içinde
bendeki kokusundan bulurum annemi
Ali Ekber Ataş
Resim: Necla Yıldız