Dokuma atölyesinde yığınların içinde bir kırmızı eldiven vardı. Bu atölyede o kadar çok eldiven vardı ki en alta kalan kırmızı eldiven, en üsteki eldivenleri ve etrafında olan biten hiçbir şeyi göremiyordu. Çok sıkışmıştı. Atölye çalışanları geliyor eldivenleri kocaman bir sepete koyup götürüyordu. Bir atölye çalışanı minik kırmızı eldivenin bulunduğu yığından eldivenleri alıp sepete attı. Minik eldiven artık her şeyi görebiliyordu. Bir sürü rengârenk eldiven vardı burada.
Bir süre sonra tekrar bir atölye işçisi geldi. Minik kırmızı eldiveninde içinde bulunduğu diğer eldivenleri sepetin içine atıp götürdü. Sonra sepeti bir tezgâha boşalttı. Atölye işçileri eldivenleri alıp çift halinde kutulara koydular. Minik kırmızı eldiven merakla beklemeye başladı. Ona bir türlü sıra gelmiyordu. Şu anda tekti. Gece sabaha kadar öyle bekledi. Ertesi sabah bir işçi minik eldiveni alarak yığınların içinden diğer çiftini aradı. Kırmızı bir eldiven gördü, hemen uzandı. Yan yana getirdi ama bu eldiven minik eldivenle aynı renk olmasına rağmen minik eldivenden daha büyüktü. Minik eldivenin çifti olamazdı. Bu arayış böyle bir süre devam etti. Fakat bir türlü minik kırmızı eldivenin çifti bulunamıyordu.
Yeni bir sepet eldiven daha getirdiler. Çalışanlardan biri “minik kırmızı eldivenin çiftini buldum buldum” dedi. Evet, aynı boyutta, renkte ve dokudaydı. Minik kırmızı eldivenin çiftiydi. Hemen eldivenleri şık bir kutuya koydular. Minik kırmızı eldiven çok sevinmişti. Çifti bulunmuştu. Kutunun içinde birbirlerine sarıldılar. Birbirlerine bakınca kendilerini görüyor gibiydiler. Yaşadıkları duygu aynaya bakmak gibiydi. Her şeyleri aynıydı. Öyle mutlu olmuşlardı ki kutunun içinde şarkılar söylüyor, oyunlar oynuyorlardı. Kutular sonra kocaman tırlara yüklendi. Mağazalara doğru yola koyuldu.
Tırlar şehirdeki mağazalarda durup kutuları teslim ediyorlardı. Sıra minik kırmızı eldivenin olduğu kutuya geldi, onu da mağazaya teslim ettiler. Mağazada raflarda sergilenen minik kırmızı eldiven etrafı seyretti. “Ne kadar şanslıyız!”dedi. “Her şey tek ama biz çiftiz.” Mağazadan bir ses yükseldi. “Hayır, biz çoraplarda çiftiz.”dedi. Ayakkabılar, küpeler, terlikler“bizlerde çiftiz” dediler. Minik kırmızı eldiven çifti hemen sustu. Mağazanın camından dışarıya baktılar. Kar lapa lapa yağıyordu. Dışarının çok soğuk olduğunu düşündüler. Yeni yıl yaklaşıyordu. Mağazaya gelen bir çocuk minik kırmızı eldiveni yeni yıl hediyesi olarak arkadaşı için satın alıp hediye paketi yaptırdı. Yeni yılda arkadaşına hediye etti. Yeni yıl hediyesini çok beğenen Sude, minik kımızı eldivenlerini giyerek bahçede arkadaşlarıyla kartopu oynadı.