bırakış
hayat; yordun ruhumun meneviş gözlerini
yol yorgun, yağmur yorgun, ben yorgun
deniz gözlü rıhtımın martıları kanatlanır
okyanus yürekli bağrımın tam orta yerinde
insanca bir dünya istiyorum şuncacık ömürde
ıssız anılarım saklı içimin çavlanında
hüznün yedi rengini gökkuşağına bağışladığım gün
su emekledi, gölgesini yanıma taşırken
benimkisi kabuğunda büyülü bir sevda
an olur yağar içimin sulusepken yağmuru
an olur dağılır içimdeki kül yığını
sevincin eksik parçaları birleşirken
gitmek üşütür incinen gönül kapısını
kaçıncı an’da bekliyordun ki
yüzün yüzümde kaldı
içimde kırılan duyguların yorgunuyum
incecikten bir yağmur dokunur
ekin yüreğimin cevahir özüne
duygu çergemde çırpınan çifte kumru
gecesini terk eden yıldız dergahında
fotoğrafı çekilmeyen bir suskunluk ki
oturur yaşamın taçsız tahtına
bildiğim değil sıcak zamanın gücenik yüzü
hepsi kağıdı yırtık yüreğimin ölümsüz direnci
NİLÜFER UÇAR
16 Eylül 2020
Resim: Gülay Ogansoy