Fahrettin Koyuncu, Zamandan Kalan
Sema Kaygusuz okumaları
Sema Kaygusuz okumalarım sürüyor. Kaygusuz’un
ikinci öykü kitabı Doyma Noktası’nı okudum. Bu kitap
da birinci kitap (Sandık Lekesi) gibi mutlu etti beni. Öykü
okumanın tadına vardım, tadını çıkardım bu kitapla da.
Okumayı bitirdikten sonra “içindekiler” listesindeki dokuz
başlıktan beşine tik attım. Bunları çok beğendim
yâni. En beğendiğim öykü ise “Yaprak ve Tüy Zamanları”
oldu. Bir ardıç ağacı tohumunun bir ardıç kuşu tarafından
bulunup yenmesi, çıkarılması ve ardıç ağacı olan tohumun
ardıç kuşuyla iç konuşması olan bu öyküyü tekrar
tekrar okuyacağım. Kitaplarını severek okuduğum Muzaffer
İzgü ve Hidayet Karakuş’ta çok kullanılmasını yadırgadığım
“denli” kelimesini Sema Kaygusuz da çok kullanmış.
O da diğer yazarlar gibi bu kelimeyi hem “kadar”
hem de “gibi” anlamında kullanmış. “Taş denli duyarsız
gövdesini oradan oraya çarpa çarpa taşırdı.” (s.14) Haksız
mıyım, burada “denli” yerine “kadar” olsaydı daha güzel,
daha etkili, daha akışkan bir cümle olmaz mıydı? Bence
olurdu.
(…)
Not: WEB sitemizde dergimizde yer alan ürünleri kısmen paylaşıyoruz…