GÜRÜLTÜSÜZ GECE KELEBEKLERİ ÜZERİNE
NİLGÜN BEYDİLİ
Gürültüsüz Gece Kelebekleri adlı şiir kitabı 2022’de Akdoğan Yayınları tarafından basılmış. Hatice Eğilmez Kaya emekli bir edebiyat öğretmeni; üretken bir yazar; pek çok kitabı var. Yazarın, “Yılmaz Gruda San’at Üzre Bir Derûn Söyleşi” kitabını daha önce okumuş ve Cumhuriyet Kitap Eki’nde tanıtmaya çalışmıştım. Hatice Eğilmez Kaya’nın “İnceciktir Kırılmak” adlı ilk şiir kitabı 2012’de Roza Yayınları tarafından çıkarılmış ama ben şiirleriyle ilk kez karşılaşıyorum.
Gürültüsüz Gece Kelebekleri otuz yedi şiirin yer aldığı, kendine özgü rengi ve tadı olan bir kitap. Şiirler, serbest nazım şekliyle kaleme alınmış. Hatice Eğilmez Kaya’nın şiir bilgisi ve birikimi dizelere yansıyor. “Ses”e önem veriyor. Şiirin duyurma ve sezdirme gücünü artıran bir unsur olarak görüyor bunu; yararlanıyor. Dizeler, ince ince bir hüznü dokuyor.
Hatice Eğilmez Kaya, mistik bir dünya görüşünün etkisinde. Kimi şiirleri, hem Divan Edebiyatını hem de Halk Edebiyatını etkilemiş olan Tasavvuf felsefesinin izlerini taşıyor. “ Hüsn aşk ve rint” şiirini Şeyh Galip’e ithaf ediyor; “Ses ve Nefes” şiirini ise Hallacı Mansur’a. Her ikisi de tasavvuf düşüncesinin zirve isimleridir. Hallac-ı Mansur “enel hak” dediği için idam edilmiş, Şeyh Galip ise “Hüsn ü Aşk” mesnevisi ile ilahi aşkı yüceltmiş, sanat yoluyla ölümsüzleştirmiştir. Şair, bir duygudaşlık içinde yer veriyor şiirlerinde:
“kalp ülkesinde / ala şafaklara denk, / kanatları / yangın yeri/ hayal kuşları/
ve yalnız kalırdı rint / tek başınalığını, paylaşamazdı.” ( Hüsn aşk ve rint, s.33)
Şiirin öznesinin dünyanın gidişatından hoşnut olmadığını “ürkek bir kadın” adlı şiirin aşağıdaki dizelerinde görebiliyoruz:
“korkunç ve dehşetli,
üstelik sayısız tehlikelere gebe sokaklar.
güneş tehdit etmekte
yaşını tamamlamamış, gövdeleri küle dönen ağaçları.
ve çocuklar, doğar doğmaz kirletilmeye başlıyorlar.
bu yüzden dağlara dönmeliyiz belki de,
bu yüzden bir mağaranın serinliğinde uyuyup kalmalıyız
sonsuza dek…”
İnsanlığın geleceğine ilişkin umutsuz, karamsar bir bakış açısına sahip şiir öznesi. Gerçeği değiştirmek, dönüştürmek yerine, geçmişi özlüyor, geçmişe sığınıyor. Kitaptaki pek çok şiirde bunun izlerini görmek mümkün.
“evvel zamanlardan birinde,
nakkaşın sehpasında,
okkası oynardı yerinden.
şairin kalbi titrerdi.
uzak sahillere nazır,
fildişi kuleleri
arşınlayan iki ayrı tutsak…” (iki ayrı tutsak, s.10)
Büyülü, düşsel, masalsı bir atmosfer yaratıyor şiirlerinde. Tarihi ve mitolojik öğelerle besliyor şiirini. Yaşamı durağanlığı içinde resmediyor. Güzelliği, geçmişte arıyor, geçmişte yaşatıyor ve bunu öylesine güçlü imgelerle yaratıyor ki, şiir dilinin olanaklarını sonuna kadar kullanıyor. Aşağıda “uzak şehirlerde” şiirinden alınan bölüm şairin söz sanatlarını nasıl ustaca kullandığının somut örneği.
“katran karası gece
puslu ve ıslak pençeleriyle
yıldızları yontarken;
güneş öyle ki sessiz,
bir o kadar sitemli…
yürürdü etek uçlarını
ateş ve kül kokulu yokluğundan
Sakınarak.
biz söylerdik, ay susardı her gece.”
Konu, tema, simgesel ve çağrışımsal anlamlar, şiir dili, şiir estetiği… en önemlisi de “ses”; şiirlerini lirizmin yatağında hüzün denizine taşıyor. Şiirinde yer yer beliren günbatımı rengi de (gurubun rengi/ henüz nar kızılken) hüznü besleyen bir öğe olarak yer alıyor. Tıpkı Ahmet Haşim gibi Hatice Eğilmez Kaya da şiirin bütün olanaklarını aynı ana kaynağa “hüzün”e akıtıyor.
Hatice Eğilmez Kaya’nın şiirlerinin derinliklerine inebilmek için tarihten, mitolojiden, şiirden, edebiyattan, tasavvuftan “el almak” gerekiyor.
“ bu gölgelikte kalender hem de yalnızız
gün uzasın yarına dek bize ne!
haydi gidelim der korkusuz,
oymalı kapılar ne kadar da ıssız.
gökyüzüne ok atmada kuleler
oysa ilk yaratılıştan beri kum
sufi, âşık ve ketum”
Alıntıda da görüldüğü gibi şiirin kurgusunda uyaklara yer veriyor: “Yalnızız / korkusuz/ ıssız”; “kum /ketum” gibi. Aliterasyonlar da şiirin ses öğesini besliyor: “kanadı koparılmış kumrular/ susarlar seslerine küskün ( İncelmiş Kanatlar, s.43)
Gürültüsüz Gece Kelebekleri, içinden gelip geçmekte olduğumuz şu gürültülü dünyamızda “kâl ve beladan/ sur’a dek,/ kanatları yangın yeri /insanlık için” söylenmiş sükûnu arayan bir sestir.
Hatice Eğilmez Kaya’nın şiir sanatına ve edebiyata katkılarının sürmesi dileğiyle kendisine başarılar dilerim.
Nilgün Beydili ( 5.02.2023 )