İLK PENCERE
Sedat ATAMTÜRK
Pandemiden ve onun getirdiği yasaklardan iyice canım sıkılmaya başlamıştı. Bu duruma bir son vermeliydim artık. İlk iş kendime bir kahve yaptım, sonra kütüphaneme geçip kitaplarımı karıştırmaya başladım. Tek tek kapaklarına ve isimlerine bakıyordum kitaplarımın. Kitabın ismi ve kapak resmi arasında bağlantı kurmaya çalışıyordum. Baya da eğlenceli bir hale dönüşmüştü bu olay. Birden gözüme pandemi çıkmadan önceki yıllarda tiyatro ekibinizle çıkardığımız oyunların afişleri ilişti. Mutluluğum biraz daha artmıştı. Kendime “aferin Sedat” dedim. İyi ki arşiv için saklamışsın onları.
Afişler benim ve tiyatromuz için çok kıymetlidir. Oyun afişleri için ayrı bir özen gösterir ve üzerinde çalışırdık ekibimizle çünkü afiş seyirciye açılan ilk penceredir. Bir oyuna veya bir filme gitmeden önce afişine, bir kitabı okumadan önce de kapak resmine bakarız ve yorum yaparız. Aslında afiş o eserin seyirci ile ilk buluşmasıdır, ilk izlenimdir, ilk yorumdur, ilk tanışmadır. Birçok insan afişe önem vermez ve üzerinde pek durmaz ama ilk bakışta oyun afişi, seyirciyi düşündürmelidir. Oyunla ilgili merak duygusu uyandırmalıdır. Afiş oyun hakkında ne anlatmak istediğini seyirciye sordurmalıdır. Afiş oyundan ipuçları verirken aynı zamanda beyin fırtınası yaptırmalıdır. Konusu belli, çok basit anlatımlı afişler seyircide merak ilgisi uyandırmadığı gibi amatörce de durmaktadır. Afiş seyirciye; neden, nasıl sorularını sordurmalıdır her zaman. Bu soruları sordurmayan, bu düşünceleri oluşturmayan afişler amatör ruhtan uzak olacaklardır. Doğru hazırlanmış afişler ise her şeyden önce seyirciye, aynı zamanda oyuna ne kadar önem verildiğini ifade edecektir. Kendimize verdiğimiz önemi; oyunumuza, seyircimize, dekorumuza ve afişimize de vermeliyiz çünkü afiş seyirciye açılan ilk penceredir, çünkü oyunun dış görünüşüdür.
Bir yönetmen oyunculuğa, dekora, kostüme verdiği önem kadar afişe de önem vermelidir bence. Afiş oyuna açılan ilk penceredir seyircinin gözünde çünkü seyircinin ilk yorumları, beyin fırtınası ve oyunla tanışması afişle olur. Özensiz hazırlanmış bir afişle kötü bir reji arasında bağlantı olduğunu düşünürüm her zaman. Yönetmen oyunun iyi çıkması için rejiye ağırlık vermiştir oysaki tiyatro sadece reji değil, parçaların birleşmesinden oluşan bir bütündür. Bir tespih tanesi o zincirden koptuğu zaman o tespih de dağılır. Afiş de işte o tespihin tanelerinden yani bütünün parçalarından biridir. Bunun tam tersi sadece oyun afişiniz güzel olduğu zaman oyununuzda güzel olmuyor tabii ki. Bu bütünlük hiçbir zaman unutulmamalıdır.
İzlemesi güzel oyunların afişleri de güzeldir… Amatör ruhla çalışan yönetmen oyunun aynası afiştir, seyircinin oyunla ilk tanışması afiştir diyerek oyunun afişini itina ile hazırlar. İnternet üzerinden kopyala yapıştır mantığı ile hazırlanan, oyunun çeşitli sahnelerinin fotoğrafları çekilerek koyulan afişler maalesef o kadar kötü görünmekte ki seyircinin gözünde. İyi bir yönetmen iyi bir rejinin yanında iyi bir afiş hazırlayan yönetmendir.
Tiyatro sanatı ve resim sanatı yaratıcılığın ve hayal gücünün ön planda olduğu güzel sanatlardır. Bu anlamda tiyatro sanatını, resim sanatı ile birleştirerek yapılan afişler güzel olmaz mı? Bir ressamın fırçasından ve renklerinden, hayal gücünden, çizgilerinden ortaya çıkan afiş güzel olmaz mı? Yaratıcılığın tavan yaptığı iki sanatın birleşiminden ortaya çıkan buram buram hayal gücü kokan bir afiş… Bittiğinde buram buram sorgulatan bir afiş… Ne kadar güzel! Ne kadar yaratıcı! Yazarın hayal gücünün reji ile nefes alıp, ressamın renkleri ve fırça darbeleri ile can bulması…
Tiyatro ve resim sanatının birleşiminden ortaya çıkan bu güzelliğe yani afişe bir de reji, oyuncular, amatör ruh, teknik eklendiğinde ortaya çıkacak olan eseri hayalinizde canlandırın. Bu güzel birleşmeden ortaya çıkan tadına doyulmaz sanat eserinin yani afişin bir de seyircinin zihninde oluşturduğu düşünceleri hayal edin. Afişin resimle bulaşarak seyircinin gözünde oluşturduğu görselliği düşünün. İşte sanatların birbirinden beslenmesi, işte estetiğin tadına doyulmaz görselliği. İyi bir yönetmen her zaman afişini yaptırırken resim sanatını kullanır çünkü çizgilerin, renklerin, hayal gücünün sınırsız olduğunu bilir ve estetiği içine katar. Düz, kopyala yapıştır yöntemiyle yapılan afişler mi bir oyunun penceresidir yoksa bu iki sanatın birleşiminden ortaya çıkan afiş mi oyunun penceresidir? Sizin sanatınıza verdiğiniz değer seyircinizin afişinize bakıp verdiği değer kadardır.