Kitaplarla İlk Buluşma
Semiha Taş Özenç
Kitaba ad seçmek yazmak kadar sancılıdır aslında. Kitaplar arasında gezinirken bir kitabın kapağı ve adı kucaklar ilkin okuru. Bu yüzden kitap adı seçimlerinde, kitabın adının merak uyandırıcı, içten, çarpıcı, dikkat çekici olması önemlidir. Kitabın kimliği gibidir adıyla kapağı. Yani adı biraz da kendisidir kitabın. Duygusal ve düşünsel bir yakınlık oluşur kitapla okur arasında. Bazen adına ve kapağının albenisine kapılıp seçilen kitaplar, eğer içindekilerle anlamsal bir çağrışım oluşturmuyorsa okuru hayal kırıklığına da uğratabilir.
Kitapları, yazarları ile değil de kitabın adıyla hatırlarız çoğu kez. Bu durumda kitabın adı yazarının önüne geçmiştir. Bu da kitaba seçilen adın ne denli etkili olduğunu gösterir.
Ayrıca bir kitap en uygun adı, olayın geçtiği mekândan, zamandan, karakterden, kurgusunda geçen önemli bir şeyden alabilir. Örneğin: İnce Memed (Yaşar Kemal); Kuyucaklı Yusuf (Sabahattin Ali); Değirmen (Sabahattin Ali); Pembe İncili Kaftan (Ömer Seyfettin); Anayurt Oteli (Yusuf Atılgan); Son Ada (Zülfü Livaneli); Ağrı Dağı Efsanesi (Yaşar Kemal) kitaplarında olduğu gibi.
Kitaba içindekilerden tamamen bağımsız bir ad seçenler de var. Özellikle şiir kitaplarında, kimi şairler, kitabın en çarpıcı dizesini ad olarak seçerken kimileri kitaptaki bir şiirin adını bazen de içindeki tüm şiirleri bir çatı altında toplayan başka bir ad seçerler. Veysel Çolak, “Bir de kitap adının kitaptaki şiirleri kapsayan bir şemsiye özelliği olmalı.” (1) diyerek kitabın adını okumanın, kitabın tümünü okumak olduğunu düşündürür okura. Nermi Uygur, “…Dile gelmiş varlıktır kitabın içindekiler. Kitap başlığı ise, kitabın içine dille aktarılmış olan bu varlığı gösterir, görünür kılar, adlandırır. Böylece kitaptaki dilin üstüne bükülen bir dildir bu başlık. Üst-dil durumundadır kitap adı.” (2) diyerek kitap adlarının önemi üzerine vurgu yapar.
Örneğin: Eski Sokak (Behçet Necatigil); Filizkıran Fırtınası (Hasan Hüseyin Korkmazgil); Üstü Kalsın (Cemal Süreya); Hasretinden Prangalar Eskittim (Ahmed Arif); Kalbim Taraf Tutuyor (Veysel Çolak) kitaplarında olduğu gibi şiir başlıkları kitapların adı olmuş; Dünyaya Bir Karşılık (Veysel Çolak); Mürekkep Zamanlar (Veysel Çolak) kitapları, içindeki bir şiirden almamış adını ama kitaptaki tüm şiirleri kapsayan bir şemsiye gibi dünya hallerini kucaklayan güzel birer ad olmuşlardır. Yine, Kırmızı Karanfil (Gülten Akın) kitabı da içindeki şiirlerden almamış adını. Kadın, çocuk ve insan halleri, kanayan, direnen, aşkı, acıyı paylaşan kırmızı karanfilin anlam bütünlüğünde toplanmış. İçindeki şiirlerle bütünleşen güzel anlamsal bir çağrışım oluşturmuş. Bu örnekler çoğaltılabilir.
Bir şiir kitabının adı şairin poetikasını da açıklayabilir. İlhan Berk’in okunması ve anlamlandırılması zor ‘Mısırkalyoniğne’ de ya da Cemal Süreya’nın barışa, aşka, dayatmaya dönük şiirlerinden oluşan ‘Üvercinka’ kitapları güzel birer örnektir şairlerin poetikasına. (2)
Bazı kitaplar da yıllar önce yazılmış, yayımlanmış başka kitaplarla aynı adı taşıyabiliyor.
Örneğin:
*Çocuk ve Allah, şiir, Fazıl Hüsnü Dağlarca, 1940
Çocuk ve Allah, deneme, Zeynep Direk, 2018
*Gölgeler, şiir, Fahri Asım- Nihat Ziya- Necdet Sabih, 1932
Gölgeler, uzun öykü, Zülfü Livaneli, 2018
*Tomurcuk, şiir, Şükran Kurdakul, 1943
Tomurcuk, şiir, Zübeyr Talha Akbaş, 2019
*Dünya evi, roman, Orhan Kemal, 1958
Dünya evi, şiir, Onur Caymaz, 2019
*Kırmızı Karanfil, şiir, Gülten Akın, 1971
Kırmızı Karanfil, roman, Reşat Enis, 2006
Adı geçen kitaplarda görüldüğü gibi, rastlantı sonucu bu tür benzer seçimler olabilir. Ama bu seçimin bilinçli yapıldığı da düşünülebilir. Çok satmış bir kitabın adını kitabına ad seçen yazar(şair), bu adın ününden yararlanıp kendi kitabı için de böyle bir ün ve başarı bekleyebilir. Sanırım bu, kitaba en kolay ad seçme yoludur.
Kitaba ad seçmenin tıpkı yazmak gibi sancılı ve zor bir süreç olduğu çok açık. Behçet Necatigil “Kitaplarda Ölmek” şiirinde; “…Kitap adları/Can çekişen kuşlar gibi elinizde…” (3) dizeleriyle yazardan geriye kalan kitap adlarını okurun ellerine bırakmıştır.
Kitabın, okuru ilkin adıyla kucakladığı unutulmamalıdır, diye düşünüyorum.
Kaynaklar:
1-Veysel Çolak, Som Şiiri Aramak, Klaros Yayınları, Mart 2020 Ankara, s.56.
2-Veysel çolak, Bir Şiire Nereden Girilir? Etki yayınları, 3. Basım, 2016 İzmir, s.53-54.
3-Behçet Necatigil, Şiirler (Bütün Yapıtları), Yapı Kredi Yayınları,10. Basım 2019 İstanbul, s.214.