Pavese Ölürken Yanındaydım / Emine Gündüz Menteş
Tek bildiğim yorgun olduğum. Üstelik sen de yorgunsun, biliyorum. Paylaşınca azalacak, dermanı olan bir yorgunluk değil bizimki. Çarkın amansız döngüsünde hep aynı noktada bizi döndürerek bir santim ilerlememize bile izin vermeyen, boğucu, yanıcı, yakıcı bir yorgunluk bu. Kendimi yine iki uzun çizginin tam ortasında çift tarafı ölümlü bir toprak gibi hissediyorum. Ben şimdi senin yaralarını temizliyorum. Ama bir defa yarayı tadan artık yarasız kalamıyor. İnsana can veren şiir de can olup diri tutmuyor artık.
An geliyor, her şeyi yapabilecekmişim gibi geliyor, an geliyor yorgunluğum hayatımın önünde engel. Hayatın neresinde yanılıyoruz bilmiyorum. Bu yorgunlukla yaşamanın adı yok. Yorgunluğumun yaşayamamakla ilgisi var. Onu isterken, onu severken, onu neden ve nasıl unutuyorum? Yaşamak bu kadar zor olmamalıydı. Bir sanatçı için önemli olan iç yaşantıdır, demiştin. O zaman hayatı yaşayamayan dışımız, içimizi yaşadı mı?
İçi erimek böyle bir şey mi Pavese? Önümdeki günlerin nasıl olacağını bilmiyorum. Daha çok acı mı çekmeliyiz bilinmezi bilmek için? Bizi çıkmaza koyup sonra da “kendi yolunu aç” diyen de hayattı. Bütün suç bizde ise kurtuluşumuz yok. Bak sen orada elinde silahla dururken ben burada insandan yanan bir muma dönüyorum. Yanan bir mumum sonu ölüm değil de nedir? Kendini bırak ve acıya dayanmayı öğren. Acıya dayanmak güzel bir ölümün göstergesi olabilir. Elimden başka bir şey gelmese bile, utanmadan acı çekebilirim, diyorsun gözlerime bakarak. Pavese, gözlerin neden yaşam ve ölümün en dip sınırlarında geziyor? Hayatta olduğumuzun mucize olduğu gerçeğini sen söyledin bana. Yalan mıydı? Sen bu odada ölmeyi düşlerken akıp giden hayatım ve eriyen içim bak ayaklarının dibinde. Ve ben mum oldum, senin ölümünü göstermek için sana ışık tutuyorum.
Ben sadece yarama merhem istiyorum. Kimse kabuk bağlamasına bile izin vermiyor. Yaşamı yıldızlara, aylara bakarak günler geceler boyu topladım. Neresinde hata yaptım ki bak yol görünmüyor. İntihar etmeyi ilke edinmiş bir beden eninde sonunda ölecektir. Eğer ölmeyi istemeseydin bu yapayalnız otel odasını seçmezdin, biliyorum. Benim seni kurtaramayacak olduğumu biliyordun. Kendimi bile kurtaramayacak olduğumu da. O yüzden izin verdin yanında kalmama. Bilir misin Pavese, insanlar neden apartmanın tepesine çıkar da aşağıya bir yığın insanı toplar? Niyetleri ölmek değildir de onun için? Düşünsene, intiharı seçmiş bir insan için bu olay en sessiz ortamda ve kendi bedeniyle baş başa kaldığında yapılır. Sana ölme demeyeceğim. Gözlerindeki ölüm kararlılığını ne durdurabilir? Kadınlar seni anlamadı, hayat seni anlamadı belki ama ölüm seni anlayacak. Ölümün varoluşsal sürecini tadacaksın.
İşte şurada yaktığın yazılar, şurada karaladığın notlar ve işte yerde yatan sen! Ölüyorsun… Belki yeniden dirilmek için. İntihar gözden kaybolma yolu ise seni neden görebiliyorum? Zehrini akıt. Nasıl olsa ölüsün. Artık istediğini yapabilme özgürlüğüne sahipsin. Bir ölümü başka bir ölüm güzel kılabilir. Ölüm düşüncesi can sıkıcı olsa da belki ölümün kendisi güzeldir. Evet, senin ölümünü güzel kılmak için öleceğim. İç benliğini tüketmiş bir varlık olarak en güzel halimin bu olduğunu düşünüyorum. Bir mum, ölürken nasıl bu kadar güzel olabiliyor Pavese? Sönüyorum. Belki yeniden yanmak için.