Karşıyaka’dan döndüğüm son pazarın ertesi değil en fazla iki gün sonrası fark ettim onu. Kapıları kapalı duşakabinin camının arkasında duş başlığının, içine sabun konulan sabunluk aparatının takıldığı metal borunun üstünde mor bir şey gördüm. Silüet, gölge gibi. Ama elim varıp da duşakabini açıp ona bakmam fark etmemden sonra iki günü buldu. Banyoya girdikçe meraklanıyordum. “Acaba ne?” diye ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bir yandan da bana iş çıkaracak bir şeyse diye açmaya korkuyordum. Ama işte sonunda merakım galip geldi. “Ne olursa olsun” dedim açtım. Duş başlığının takıldığı aparatın üzerine oturmuş bacaklarını aşağı sallandırmış sevinçle bana bakıyordu-gözlerinin içi gülüyordu- lila rengi el örgüsü annemi yengem yıkarken kullandığını sandığım kuvvetle muhtemel de onun getirdiği banyo lifi. Hemen elime aldım.
Kare annemin pembe banyo lifi gibi yuvarlak değil hem de ondan daha büyük ve daha kalın. Aslında daha yeni. Gidip anneme gösterdim:”Bu ne?Bu kimin?” “Bilmiyorum” dedi. “Senin banyonda mı kullandınız?” “Hayır, pembeyi kullandı Fatma” Babama gidip gösterdim:”İlk kez görüyorum benim değil”dedi. Zavallıcık sahipsiz kalmış bir köpek sanki. Üç beş ay bakılıp sokağa atılmış cins bir köpek. Öyle mahzun, çaresiz, acıklı bakıyordu ki! Ama ben Fatmanın anneme getirdiğini tahmin ediyordum, onu da hemen değil elbette(!)birkaç gün sonra ona sorduğumda tasdikletmiş oldum:”Pembe çok incelmiş eski. Bunu kullandık” dedi. “Kurusun diye bıraktık orada” “Sen mi ördün? Tığla mı” sorularıma “Ben” diye cevap verdi. “Tığla ördüm.”
Yok ama”Sıhhatler olsun Lila” denmesini de kaldıramayacağım artık. Burama geldi. Günlerdir çektiğimi bir ben bilirim. İki gün tam rahat ettim artık diyordum ki o kokar banyoyu arar oldum şimdi. Şey çok affedersiniz hemen veryansın etmeye başladım. Size kendimi tanıtayım, kendimden bahsedeyim. Takribi 38,5cm genişliğinde 37cm uzunluğunda tığla örülmüş kareye yakın banyo lifiyim. Takribi 8cm genişliğinde 8cm uzunluğunda 4 katlı püsküllerimden sonra takribi 7cm genişliğinde 7cm uzunluğunda-boyuna 8 delikli 6 sıra var. Delikli sıraların arasına deliksiz sıralar da örülmüş-boşluk sonra yine 4 katlı püsküller yine boşluk ve son 4 katlı püsküller. Motifimin başlangıç ve bitiş sıraları bu şekilde. Ara sıralarsa şöyle:Takribi 7cm genişliğinde 7cm uzunluğunda boşluk sonra 8’e 8 püsküller sonra boşluk yine 4 katlı püsküller ve boşluk ile tamamlanıyor. Püsküllerimi ipi işaret parmağına dolayarak yaptı beni ören Fatoş. Püsküllerim adeta zamanda yolculukla kantonun en iyi en popüler olduğu tuluat tiyatrosu dönemine 1920’lere götürüyor beni. Kanto yapan kadınların elbiseleri püsküllerle hareketlenirmiş. Taş plaklar henüz çıkmadığından işitsellik görselliğin önüne geçmemiş daha.
Görüyorsunuz bir banyo lifi için ne kadar ağır bir motif. Ne denli özene bezene yapılmışım. Sadece el sanatı değil. Adeta zamanda yolculuğa çıkarıp geçen yüzyılın başlarına götürüyorum sizi. Tiyatrodan dokunuşlar var. Bir de şu kadının yaptığına bak! Günlerce karanlık soğuk rutubetli tavanı küflü banyoda ıslak ıslak titreye titreye gelip beni almalarını beklemiştim. Kadının annesine banyo yaptırırken yıkanmış olmama rağmen şimdi bir daha yıkanıyordum. Kaç bir kere. Kadının annesinin banyosunu yengesiyle abisi yarım saatte bitirirken makinede bir saatten fazla yıkanıyordum. Dört beş kez üstelik soğuk su evet demir gibi soğuk su ile durulama yaptırılıyordum. Fazla çamaşır yoktu Allahtan, sıkış tepiş değildi içerisi. Ama çok hızlı dönüyordu kazan özellikle sıkma yaparken benim de öyle çok başımı döndürmüştü ki. Çok da midem bulanmıştı. Az kalsın kusacaktım. Salonda klimanın altında öğleden gece ev ahalisi yatana kadar çamaşır kurutmalıkta kurudum. Kadın gece odasına çıkardı beni.
Hep böyle mi olacaktı? Pembe gibi ben de her banyo sonrası makinede bir saatten fazla yıkanacak mıydım? Daha şimdiden püsküllerimden biri takribi iki katı aşağı sarkmıştı. Kadın “parladı” diyordu ama rengim atmıştı. Güçlü çamaşır deterjanı ipeksi dokudaki narin ipliklerimin sadece rengini açmakla kalmamış, yüksek devirde uzun süre yıkamayla birleşince üzerimde deformasyona neden olmuştu. Banyoların sürekliliği hızlı bir şekilde çürüğe ayrılmama pembe gibi iş göremez yaftası yememe neden olabilirdi. İleride olabileceklerden çok endişeleniyordum.