UÇLARDAKİ EKMEĞİMİZ
Cüneyt Gültakın
Varoluşumuz gereği bütünü göremiyoruz ve en önemlisi bütünü görmek, kendimizi ve olayları daha iyi anlamak, bilmek istiyoruz.
Karşıtlar, kutuplar bütünü görmede bize yardımcı olabilir. Bir resmin yarısına baktığımızda öbür yanı az çok tahmin edebilir, bir görüntüye sahip olabiliriz. Yaşamımızda bir şey öne çıkıyorsa asıl olanın bir yanını görüyoruz demektir. Her karşı uç farklı bir algı, büyük resmin bir parçasıdır.
Kendimizi gözlemeyi kutupluluk ilkesiyle birleştirerek yaparsak kendimizle ilgili daha nesnel bir görüş elde edebiliriz. Buradan başlayarak kendi bütünümüzü görme çalışmasına başlayabiliriz. Elbette kendimizin tam olarak bütününü görme şansımız olmayacak ama öncekine göre daha çok ayrıntı görmek mümkün olacak. Örneğin bir isteğimiz olmadığında kızarız, haklı olduğumuzu duyuramamak bizi öfkelendirir. Bu durumda bizdeki sınırlayıcı düşünce kalıplarını yeni esnek düşüncelerle değiştirebiliriz. Ben haklıyım, yerine ben ne kadar haklıyım, haklı olmak mı önemli huzurlu olmak mı, diye sorabiliriz. Haklılığımızı sorgularken empati kurar, durumu çeşitli açılardan ele almayı deneriz. Olasılıkları görmek seçimlerimizi zenginleştirir. Çoğu zaman benlikler küçük resimdeki çıkarını düşünür, kendi ayrıntısı içinde sıkıştığını fark etmeden en kolay olanı seçer.
İçinde bulunduğumuz boyutun gerçekliğinde zıtlıklar görünürlük sağlar. Işığı karanlık sayesinde biliriz. Tek tek karanlık ya da ışığı gören özneyi aşıp ikisini de aynı anda düşünebilen özne olmak bir fark yaratır. Gözleri yüzünün yanlarında olan hayvanlarla önde yan yana gözü olan hayvanlar arasında büyük fark vardır. Kuşlar aleminde yırtıcıların gözleri yan yanadır, ötekiler daha kolay avlanır. Baykuşta, kartalda yan yana gelmiş gözler derinlikli görme sağlar. Bu stereoskopik görüşün kuşların yeteneğini etkilediği açıktır. Bilim insanları derinlikli görüşün iki görüntüyü üst üste getirerek bir boyut kazandırdığını ve bunun da beyin gelişiminde düşünmeyi geliştirdiğini söyler. Bir şeyi karşıtıyla düşünme ruhsal anlamda geniş, esnek, derin bir anlayış kazandırır.
Her şey akış içindeyken kutuplar, uçlar evrensel yaratımın akışına karşı bir dirençtir. Dirençleri bırakmak zihinsel aklın dayattığı benlik iradelerini görmekle başlar. Kendini Bilme çalışmasının “olan iyidir, senin iraden olsun” gibi teslimiyet içeren sözleri zihinsel aklı aradan çekip o olmadan hangi olasılıkların olabileceğini düşünmemizi sağlar. Uçların birleşmesi birlikte çalışması dengeyi ve o durumla ilgili yeni bir olumlu aşamaya geçmeyi, sıçramayı getirir. Böylece doğru seçimlerle çözümcül olur, bütünü biraz daha görerek ilerleriz.
İki ucu bir araya getirmek bizi güçlendirir. Uçlar ters dönmüş güçlerdir, denge getirdiğimizde o güçler bize geçer. Ailesi yanında güven içinde yaşayan çocukların kent içinde bir yere tek başlarına gitmeleri cesaret gerektirir. Yanlarında büyüklerinin olmayışı onlar için ters dönmüş bir güçtür. Bu durumun, duyguların üzerine giderek tek başlarında kent içinde yolculuk etmeyi başarmaları onlar için güçlenmek anlamına gelir. Bir işi başardığımızda duyduğumuz özgüven o gücün hissedilmesidir.
Yaşam başarılarımız ya da başarısızlıklarımızın toplamıdır, başaramadığımız zaman yeniden denemeliyiz. Başarıyı belirleyen şey elbette düşünce biçimlerimizdir. Yaşamımızdaki karşıt uçları genelde analitik olarak düşünür, onları dondurup iki yana atarız ve bu durağan uçları genelleyerek abartırız. Oysa uçlar akış içindedir, sabit değildir. Sistemik düşünürsek uçlar arasındaki bağları onların yönünü, bizim orada nerede yer aldığımızı ve nereye yön alacağımızı görürüz. Uçları doğru yerden tersine çevirerek güçleniriz.
Başarılı olup güçlendikçe daha önce göremediğimiz alanlara çekiliriz, oradaki sorunlarla karşılaşırız. Büyüdükçe sorumluluğumuz artar, bu durumu da yeni bir uç olarak algılarsak işimiz kolaylaşır, daha da büyürüz. Allah dağına göre kar verir, atasözü bize bir sırrı fısıldar. İnsanın iş yükü altında kalmayacağı sistem tarafından garanti edilmiştir, sorun insanın seçimlerinde, irade gücünü ne yöne çevireceğindedir. Birçok insan benliklerine, bağımlılıklarına yenilir; yalnızca çok az insan kendini aşar.
Yenilgilere yazılanlar gökyüzünü ve kuşları göremez. Oysa kanat uçları birleşince o güvercin bizlere içte ve dışta barış, birlik, huzur ekmeğini getirir.