Her çalışmada, yazmaya başlamadan önce kocaman bir heyecan yaşarım. Umudun heyecanıdır bu. Bu yazımda da böyle oldu. Öyle ya; düşünmek çalışmayı, çalışmak öğrenmeyi, öğrenmek ise umuda ulaşmayı sağlıyor.
Umut yaşamın diyalektiğinde insanları, tüm canlıları diri tutan, yaşamın en önemli kaynağı, besini olan soyut ama içeriği somut güçlü bir olgu.
Her canlının umuda gereksinimi vardır. Belki naif bir söz “umutsuz yaşanmaz” ancak çok önemli ve çok güçlü bir söz kesinlikle…
Muharrem Demir umut sözcüğünü kendi haline bırakmamış. “İçimizde Umut Var” kitabıyla, umudu almış yaşamın her olgusuna, eylemlerine doğru yolculuğa çıkarmış. Yaşam yolculuğunu umutla, anlamlı, olumlu çok değerli kılmış. Umudu, inancı olan olmayan herkesi eyleme geçirmeye, düşündürmeye çalışmış. Bilimsel araştırmalarla, toplumsal, bireysel olay ve olgularla yaşamın en önemli olgusu olduğunu kanıtlayan belgeleri “umut yolculuğu”nda sergilemiş.
Muharrem Demir “umut yolculuğu”na kendini adayan, bu konuda bilimsel, sosyal, bireysel araştırmalar yapan, insanlara umutla mutluluk, olumluluk aşılayan değerli eğitimci bir yazar, bir düşünür. İlköğrenimini Kahramanmaraş-Afşin Yatılı İlköğretim Bölge Okulunda; ortaokul ve lise öğrenimini ise Osmaniye-Düziçi Öğretmen Lisesinde tamamlayarak, 1999 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Coğrafya Öğretmenliği Ana Bilim Dalından mezun olmuş. Ayrıca Lisans öğrenimi sırasında, Sınıf Öğretmenliği Sertifikası almış. 1999 yılından itibaren öğretmen olarak çalışan Demir 2007 yılından bugüne kadar çeşitli eğitim kurumlarında farklı idare görevlerinde bulunmuş. Eğitime, öğrenime kendini adamış bir eğitimci.
Şimdilerde Sivas-Gürün İlçe Milli Eğitim Müdürü göreviyle eğitime olan katkıları sürüyor.
“Umut Yolculuğu”na herkesi dâhil etmek için büyük çaba harcayan, insanlığa bir nebze yararlı olmaya çalışan Demir, umudun zekâyla ilişkisi üzerinde çalışmalarıyla bu tezini kanıtlayarak “Umut Zekâsı” fikirlerini tescilleyip patentini aldı. “Umut Zekâsı” Muharrem Demir’in kavramlaştırdığı fikirleriyle eğitim ve öğretim hizmetleri alanında bir marka olarak insanlığa yararlı olacaktır. “Umut Zekâsı”nın farkındalığında olan bireyler çalışmayı, başarılı olmayı, ilerlemeyi, gelişmeyi amaç ederler.
Muharrem Demir “Umut Zekâsı”nı açıklarken şöyle diyor:
“Umut zekâsını, güçlüklerle başa çıkma yeteneği, zor durumlar karşısında motivasyonu koruma, gelecekteki fırsatları görebilme ve kişisel hedeflere ulaşma isteği olarak tanımlayabiliriz. Umut zekâsı, kişinin umutlu bir tutum sergileyerek, zorluklarla karşılaştığında pozitif bir bakış açısıyla hareket etmesini ve motivasyonunu sürdürmesini sağlar. Umut zekâsı, bir kişinin hayal kırıklığına uğradığında veya olumsuz durumlarla karşılaştığında umutlu kalmayı ve geleceğe dair umut taşımaya devam etmeyi içerir. Bu zekâ türü, kişinin dirençli olmasını, hedeflerine ulaşma yolunda engellerle mücadele etmesini ve hayatındaki olumlu değişimleri sağlamak için çaba sarf etmesini teşvik eder. Umut zekâsı, bir kişinin kişisel gelişimini, başarılarını ve memnuniyetini etkileyen önemli bir faktördür. İnsanlar umut zekâsını geliştirerek, yaşamın zorluklarıyla başa çıkabilir, hedeflerine ulaşabilir ve daha tatmin edici bir hayat yaşayabilirler.”
Muharrem Demir; umudun sağlıkta, eğitimde, sanatta, sporda, akla gelen, gelmeyen yaşamın tüm sahalarında önemli rol oynayan bir olgu olduğunu bilimsel, ruhsal, toplumsal, bireysel örneklerle açıklıyor.
Kimi Kuran’ dan verdiği ayet isimleri örnekleriyle, kimi bilimden verdiği açıklamalarla yola çıkarak inancın manevi gücün, bilimle, aklın yoluyla umudu güçlendiren önemli bir faktör olduğunu tespit ediyor. “Allah güzel düşünüp güzel davrananları sever”(Al-i İmran/148) (s.13), “İnsanlara güzel söz söyleyin”(Bakara/83)(s.9)
“Bir çocuk gibi büyür içimizde umutlarımız. Bir çiçek gibi açar umutlarımız, sağnak yağmurlar gibi yağar gönlümüze. Bir kuş gibi uçar, uzaklara umutlarımız. “Umulmadık bir anda aniden geri döner ve koşar üzerimize umutlarımız.”(s.11) diyor Demir. Katılmamak mümkün değil.
Kitapta, okuduğum her bilgiyle özdeşleşiyor umudu sımsıkı elimde tutmak istiyorum. Muharrem Demir umut enerjisini içten görüşleri ve bilgileriyle okura geçmesini sağlıyor. Yaşam zorlu bir meydan. İnsanoğlu yaşamla savaşım verirken umudu güçlü bir silah olarak elinden bırakmamalı.
“Bazı kaynaklara göre umut kavramı ile ilgili kuramsal çalışmaların geçmişi 13.yy.’a kadar uzanmaktadır.”
“Bu yüzyılda din bilimcisi Aguinas, sonraki yüzyıllarda Hume ve Kant gibi düşünürler umudu, insan doğasında var olan temel duygulardan biri olarak ele almaktadır.
Umut, bireyin hedeflere ulaşma yolunda
gösterdiği çaba ve kararlılık, bu hedeflere ulaşırken kullanabilecekleri alternatif yolları belirlenmesidir.” (s.19)
Evet, görülüyor ki insanların amaçlarına ulaşmasının en birinci yolu umut etmek buna bağlı olarak çabalamak, çok çalışmaktır.
“Tüm Canlılar Her Zaman Umutla Yaşar” adlı bölümde: “Bilime göre umut, tüm canlıların ortak duygusudur ve canlıların beyni umutla çalışır.” İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler üzerinde yapılan deneyler ve gözlemler de bunu ispatlamıştır, diyen Demir hemen bir kaynakla açıklama yoluna gidiyor. “Yeni beyin araştırmaları, beynin geliştirebildiğini ve öğrenme yeteneğinin ilerletilebildiğini ortaya koyuyor. Beyni verimli (umutlu) kullanmak, başarı ve mutluluğu artırıyor.” (s.17)( KAVAKLI, A.Erkan, Beyin Gücünü Kullanma Sanatı, Nesil Yay, İstanbul, 2015)
“Thomas Edison diyor ki: “En büyük zayıflığımız, pes etmektir. Başarılı olmanın en kesin yolu, her zaman bir kez daha denemektir. Çok çalışmanın yerini tutan başka bir şey yoktur.”
“Albert Einstein da şöyle diyor: “Yeryüzündeki şartların düzelmesi, sadece bilimsel buluşlara değil çok ahlaklı bir yaşama düzeninin gerçekleşmesine bağlıdır. Coşku, zekâdan daha önemlidir. Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Zorlukların göbeğinde fırsatlar yatıyor.” (s.18)
Bu görüşler umut olgusunu güçlendiren sözler. Yaşamın en önemli olgusu umut. Oregon Üniversitesi’nden Paul Slovic, “beynimizde bir umut devresi olduğunu savunuyor ve bu devrenin harekete geçirilebileceğini, harekete geçmesi ile birlikte de sabır ve çalışkanlıkla uzun vadeli hedeflerimizi gerçekleştirebileceğimizi söylüyor.” (s.21)
Muharrem Demir, yaşamın tüm sahalarında sağlıkta, eğitimde, sanatta, sporda umudun çok önemli bir unsur olduğunu bilimsel bilgilerle verdiği örnekleri okurlarla bölüşüyor.
“Sağlıkta umut var…”
(…)İbn- i Sina derki: “ Ruhsal bir hayal gücü vardır. Bu güç hastalıkları oluşturabileceği gibi var olan rahatsızlıkları da ortadan kaldırabilir. Beden, ruhsal hayal gücünün emirlerine itaat etmek zorundadır.” (s.22)
Bu durumda umudun yaşamın her koşulunda örgütlenen çok önemli bir faktör olduğunu unutmamak gerektiğini düşünmeliyiz muhtemelen.
Demir, kanser hastalığını örnek göstererek bu hastalığa yakalanmış olan bireylerin umuda, inanca olan gereksinimlerinin fazlasıyla olması gerektiğinin altını çiziyor. “Umut, bireyin kendisini güvende hissetmesini; gerçekle ilişki kurmasını sağlayan; motivasyonunu artıran, hastalık durumunda karamsarlık ve çaresizlik duygularını önleyen; tedaviye uyumda katkı sağlayan etkili bir baş etme mekanizması olarak görülmektedir.”(s.23) diyor ve sözlerini kanıtlayan bilgilerle okuru aydınlatıyor: Uzman Klinik Psikolog Elif Kandaz’ın, umut düzeyi yüksek olan kanser hastalarının ağrı ile daha iyi baş ettiklerini ve duygu durumlarının daha iyi olduğunu söyleyen sözlerini savlarına ekliyor.
(…) “Ünlü psikiyatrist Karl Menninger 1959’da yaptığı akademi dergisinde umudun klinik ortamda dikkate alınması gereken önemli bir kavram olduğunun altını çizmiştir. Bu tarihten itibaren sağlık odaklı disiplinlerde umut kavramına olan ilgi artmış ve yapılan çalışmalarda umudun fiziksel ve psikiyatrik hastalıklar üzerinde önemli etkileri olduğu ortaya konulmuştur.” (s.24)
“Eğitimde umut var…”
Eğitim, öğretim alanında da umut kavramının önemi tartışılmaz. Umudun çalışmaya, öğrenmeye, gelişmeye katkıları çok büyük çok değerli bir olgu olduğu herkes tarafından bilinmesi gereklidir. Muharrem Demir, “Umut Zekâ “sının farkındalığını bilinçli olarak bireylere anımsatmak istiyor. Bu konuda çeşitli üniversitelerde yapılan araştırmaları tespit edip okurlarıyla paylaşıyor.
(…)”Bartın Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık ABD Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Sinem Tarhan “Umudun Özyeterlik, Algılanan Sosyal Destek ve Kişilik Özelliklerinden Yordanması” (2012) konulu doktora tezini yapan Tarhan 2016 yılında umudun ilkokul, ortaokul, ortaöğretim ve yükseköğretim düzeyindeki öğrenciler tarafından nasıl tanımlandığını araştırarak, “İlkokuldan Üniversiteye Umut Kavramının Tanımlanması Üzerine Nitel Bir Çalışma “ (s.27) başlığıyla 2016 yılında bir dergide yayımlamış olduğunu anlatımlarına ekleyen Demir, farkındalık yaratarak umudun tüm bireylere aşılanması gerektiğinin altını çiziyor. Umut üzerine yaptığı çalışmalarını tüm kaynaklardan yararlanarak yapıyor.
Bir eğitimci olarak umudun öğrenciler için önemini üst düzeyde tutan, önemseyen Demir araştırmaları sonucunda öğretmenler için önerilen bilgileri okura aktarıyor.
(…) Umutlu düşünme öğretilebilir. Bu nedenle bireyleri umutsuzluk ve çaresizlik gibi olumsuz duygulardan kurtarmak için umutlu düşünme biçimleri öğretmek gerekir. (Tarhan, Bacanlı, Dombaycı ve Demir, 2010) (s.32)
Yukarıda söz ettiğim gibi hayatın her sahasında sanatta, sporda akla gelen gelmeyen her şey umutla yol alır, umutla gelişir, umutla büyür, amacına ulaşır. Muharrem Demir kitabında detaylı açıklamalarla, geçmişten, bugünden verdiği örneklerle açıklamalarını, umut üzerine yaptığı saptamaları okurlarla paylaşıyor.
Olumlu düşünmenin umutla yakından ilişkisi olduğunun da altını çizen Demir, “Olumsuz düşüncelerimizi, olumlu düşüncelerimizle değiştirirsek özgürlüğümüzü kazanırız. Ömrümüz uzar, umudumuz büyür.”(s.82) diyor. “Olumlu ve Umutlu Çalışma Önerileri”ni altın sözlü, değerli görüşleri örnekliyor. Bu değerli görüşlerden bir kaçını aktarıyorum hemen: (s. 83,84,85)
“İki günü eşit olan zarardadır.” Hz. Muhammed