ey cabar oğlu cabar
nedir senden çektiğimiz böyle
yırtık yaprakların satışından
bir mezar bıraktın bize
kefensiz sarıldık birbirimize
okul zili çalsın uyanırız yine
yalanın talanın geçmiş boynumuza
bağlar bahçeler baykuş yuvası
evin barkın üzümsüz çer çöp talkım
kim kimi kıskanıyor bakın bir kere
akşamın gölgesine sinmiş bekliyor
yanımızdan el ayak çekilsin hele
ellerimiz alışkın
bu pazarın çöplüğüne
ey halkım
başın hiç eğilmez dediler
hep seni sürdüler namlunu yivine
kimin dumanı bu bacadan çıkar
günlerin çığlığından geçemedim yıllara
kendinden yoksun bir halkın dirilişi
atlasın denizleri taşıyor gözlerimden
başağından bir buğday aldım kendime