1. Deniz bıraktığım gibi mavisi mavi daha
kendi oyununda sevda ıslağı dalgalar
ne ölüm umurunda suların ne de dirim
Ayvalık’ın zeytin ağaçları habersiz
tanrıların ulu orta kaçamaklarından
söylentileri şurda burda dilden dile
İda Dağı’nın üç güzeli güzellik yarışında…
Ve niye tetikte şehadet parmakları
2. Hiç bozulmamış balkonda
bıldırdan kalma kırlangıç yuvası
cik-cikli iki yavru başı öt öte
bekler anaçların gagasındaki nimeti
daha kan bulaşmamış kanatlarına
göğün güneşin tükenmez döngüsünde
uçmalarını bekler binlerce yıllık ana…
Ve niye pusuda namludaki kör kurşun
3. Uzayın hangi semahında döner Dünya
şimdi nerde solukları tükenmiş sevda
ille de şurda burda akan kanlar
altmış altı milyar insan topraklarda
kaç kez doğduk kaç kez öldük belli mi
düğünlerde yaslarda zılgıtlı halaylarda
yaşadık kavgalandık harmanlandık…
Ve niye ağıt ağıda yakılan türküler
4. Bu kimin göğü kimin güneşi
uykusuz gecelerin korkusu biter mi
Asya Avrupa Afrika A A A
sarısı beyazı karası benimki kir tutmayanı
ya bu evlerin içindeki aş kavgası
vuran mı vurulan mı suçluyu arama
anaların gözyaşları sıkılan her kurşunda…
Ve niye susar körlek bakışlı mezar taşları
5.Sen sensin ben benim insan insana
sudan havadan topraktan başka neyiz
güneşdaşız kandaşız aşkdaşız candaşız
aslında Uluananın küçük parçacıklarıyız
Büyük Döngü içinde payımıza düşen neyse
Oyunumuzu oynuyoruz büyük bir hevesle
son soluğumuza dek düşe kalka…
Ve niye ölüm sonsuz bir yaşam bize