Ahmet Oktay’a
dilimde paslı bir çarmıh çivisi
savruluyordum
eksi üç yüz, eksi beş yüz
iniyordum
kör kuyulara
soğuk demir kafesinde
karanlık zamanın
hamur kokusu
ekmek kokusuna
karışırken
eski mahallesinde çocukluğumun
kana kana su içerken
buldum kendimi
kanadı kırık bir güvercin gibi
Nasrullah Şadırvanı’ndan
kendimi gördüm sonra
ıslak taşta
yarısı Yozgat Sürmelisi’ydi yüzümün
yarısı Arnavut Kaldırımı
Öner Fikri miydim,
Fikri Öner mi ?
bendim,
Zonguldaklı kardeşi
Ahmet Oktay’ın.